-
1 троекратный
-
2 трёхкратный
он трёхкра́тный чемпио́н ми́ра по бо́ксу — onun üç dünya boks şampiyonluğu vardır
заплати́ть в трёхкра́тном разме́ре — fiyatının üç katını / mislini ödemek
-
3 четырёхкратный
он четырёхкра́тный чемпио́н Евро́пы по борьбе́ — onun dört Avrupa güreş şampiyonluğu var
заплати́ть в четырёхкра́тном разме́ре — fiyatının dört katını / mislini ödemek
См. также в других словарях:
haftalık — is., ğı 1) Haftada bir ödenen para 2) sf. Haftada bir kez yapılan Haftalık görüşme. Haftalık toplantı. 3) sf. Haftada bir kez yayımlanan Haftalık rapor. 4) sf. Herhangi bir hafta süren İki haftalık bir çalışma … Çağatay Osmanlı Sözlük
aylık — is., ğı 1) Birine, görevi karşılığı olarak veya geçimi için her ay ödenen para, maaş Ordu ve hükûmet aylıklarımızın bir kısmıyla altın alırdık. F. R. Atay 2) sf. Bir ay içinde olan Aylık kazanç. 3) sf. Bir ay süren Aylık iş. 4) sf. Ayda bir kez… … Çağatay Osmanlı Sözlük
derbi — is., sp., İng. derby 1) Aynı şehrin takımları arasında oynanan oyun 2) Büyük takımlar arasında oynanan oyun 3) Yılda bir kez yapılan, üç yaşına gelmiş atların katıldığı yarış … Çağatay Osmanlı Sözlük
penaltı — is., sp., İng. penalty 1) Futbol ve hentbolda ceza alanı içinde yapılan kural dışı bir hareket sebebiyle yalnız kalecinin koruduğu kaleye ortadan ve tam karşıdan yapılan atış, ceza atışı, ceza vuruşu En tutulmaz penaltıları çeler ama bazen de… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cacık — is., ğı Yoğurt, ayran içine hıyar veya marul doğranarak yapılan, çoğu kez sarımsaklı, iştah açıcı yiyecek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dörtleme — is. 1) Dörtlemek işi 2) ed. Bir gazelin her beytinin başına iki dize katılarak yapılan nazım biçimi, terbi 3) hlk. Tarlayı dört kez sürme … Çağatay Osmanlı Sözlük
nöbet — is., Ar. nevbet 1) Sıra, keşik Bu akşam nöbet sizde, masrafı siz yapacaksınız. 2) Sıra ile yapılan görev, iş Karlı dağlar başında nöbet geceleri, siper içlerindeki yağmurlu uzun günler. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Hastalık sebebiyle titreme, yüksek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
posta — is., İt. posta 1) Bir yere gelen veya bir yerden gönderilen mektup ve emanetlerin tümü Eşyalarımı ilk posta ile bir denk yapıp İstanbul a gönderdim. Ö. Seyfettin 2) Genellikle bu emanetleri götüren taşıt 3) Bu emanetleri toplayan ve dağıtan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sefer — is., Ar. sefer 1) Yolculuk Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden / Nice seneler geçti dönen yok seferinden. Y. K. Beyatlı 2) Kez, yol, defa Bu sefer ben söylüyorum, tekrar ediyorum. R. H. Karay 3) ask. Genellikle ülke dışına yapılan askerî… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sürek avı — is. Birçok avcının katılmasıyla ve çoğu kez at üzerinde avı kuşatarak yapılan avlanma, sürgün avı … Çağatay Osmanlı Sözlük
vicahi — sf., esk., Ar. vicāhī Yüz yüze olan veya yapılan Dostluğumuz gıyabi idi, bu kez vicahiye çevirdik. M. C. Anday … Çağatay Osmanlı Sözlük